İlgili Sonuçlar

• tez (adj.)
  ورش
  daha fazlası ...
• omuzluk
  مَا يَضَعَة العَسَاكِر عَلى أكْتَافِهم عَلاَمَة عَلى رُتَبهم .
  daha fazlası ...
• rafa koymak
  وَضَعَهُ عَلَى الرَّفِّ أو رَفَعَهُ عَلَى الرَّفِّ
  daha fazlası ...
• kaldırmak
  وَضَعَهُ عَلَى الرَّفِّ أو رَفَعَهُ عَلَى الرَّفِّ
  daha fazlası ...
• çökmek (v.)
  رد على
  daha fazlası ...
• yüksek (adj.)
  علي
  daha fazlası ...
• kışkırtmak (v.)
  حث على
  daha fazlası ...
• basın (n.)
  لج على
  daha fazlası ...
• üstüne (prep.)
  على
  daha fazlası ...
• yüreklendirmek
  حَثَّ عَلَى
  daha fazlası ...
• centilmen (adj.)
  علي
  daha fazlası ...
• yükseltmek (v.)
  على
  daha fazlası ...
• halbuki
  عَلَى إن
  daha fazlası ...
• ayırtmak (v.)
  دل على
  daha fazlası ...
• haklı
  عَلَى حَقّ
  daha fazlası ...
• karar vermek
  عَلَى
  daha fazlası ...
• matbaa (n.)
  لج على
  daha fazlası ...
• istila
  عَلَى
  daha fazlası ...
• ettirgen (adj.)
  علي
  daha fazlası ...
• iftira etmek
  عَلَى
  daha fazlası ...
• üzerine (adv.)
  على
  daha fazlası ...
• teşvik
  حَضّ على
  daha fazlası ...
• iftira
  عَلَى
  daha fazlası ...
• üzerine (prep.)
  على
  daha fazlası ...
• teşvik
  حَثُّ على
  daha fazlası ...
• üzerinde (adv.)
  على
  daha fazlası ...
• üzerinde (prep.)
  على
  daha fazlası ...
• üstünde (prep.)
  على
  daha fazlası ...
• iltimas
  مَنٌّ عَلَى
  daha fazlası ...
• ima etmek
  دَلّ عَلَى
  daha fazlası ...

örneklerde

• İş eğitimi öğretmeni süveterimin üzerine meyve suyu döktü.
  و سترتي معلم الورشه سكب عليها عصير
• Bu kadar yeter. Sen servisi ara. Ben yürüyeceğim.
  اتصل على الورشة، سأسرع نحو البيت
• Bana fıskırtma. Onlara fıskırt.
  لا ترش الماء على، تحرك ورش الماء
• Nick'in eski çetesinden birileri gelip dükkâna silah sıktılar.
  جاء بعض رفاق (نِك) القدامى وأطلقوا النار على الورشة
• Dükkan ile ilgili bir ip ucu bulmak için arabayı parçalarına ayırmaya.
  تفكيك السيارة لنرى إن "كان هناك خيط يدل على "الورشة
• Heidecker, Dükkan'ın insanları denek olarak kullandığını söylemişti.
  قال (هايديكر) أن "الورشة" قامت باختبارات على آدميين
• - Ciddi misin? -Karen'ın arabası tamirde, oğlumu almam gerek.
  سيارة (كارين) في الورشة لذا علي أن أخذ أبني إلى تدريب السباحة
• Biri tamirhanesini işletirken diğeri boks şampiyonu olacaktı.
  واحد لإدارة الورشة، والآخر... للحصول على بطولة العالم في الملاكمة للوزن المتوسط
• Tamirhanenin orada bulunana benzeyen klasik tip bir araba kullanıyor.
  ...ويقود سيّارة رياضيّة سوداء مشابهة للسيّارة التي ميّزناها" "في حادثة إطلاق النار على الورشة
• Yani ameliyatı yapabilecek tek yer Dükkan mı? Neden şaşırmadım?
  إذن، الورشة هي الوحيدة القادرة على إجراء الجراحة؟ لم لست متفاجئًة؟